Acil Durumlarda Su Yönetimi
Yaşanan afet durumlarından sonra su güvenliği konusu insan ve çevre sağlığı açısından büyük önem taşır. Afet alarmı olsun olmasın süregelen su sorunun tek nedeni iklim değişikliği olmamakla birlikte uygulanan yanlış su politikaları sonucu da içme suyu kaynaklarının büyük bir kısmı kaybedilmektedir. Bu nedenle doğru su yönetimi ile ilgili faaliyetlere erken başlamak, acil durumlarda yaşanacak olası problemlerin de kontrol edebilmesine yardımcı olacaktır.
Afet bölgelerinde içme ve evsel kullanma suyu en önemli ihtiyaçlardır. Su dağıtım altyapısının hasar aldığı bölgelerde sağlıksız ve kirli suyun kullanılması ya da kirli suların çevreye yayılması hallerinde salgın hastalıklar toplumu tehdit etmeye başlayacaktır. Bunu önlemek için öncelikle toplumun temiz suya erişebilirliğinin kontrol edilmesi gerekir. Şehir şebekesinde kullanmaya uygun olabilecek sulardan numune alınarak başta klor değeri olmak üzere fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik analizlerinin yapılmalıdır. Riskli sular asla kullanılmamalı ve kullanılacak sular dezenfekte edilmelidir.
İçme ve kullanma suyu dezenfeksiyon işlemi için başta klor ve klorlu bileşikler tercih edilir. Bunun sebebi klorun güçlü bir dezenfektan olması, çok sayıda patojen mikroorganizmaya karşı etkin olması, suyu tat ve koku açısından kontrol edebilmesi, dezenfektan etkisinin tüketiciye ulaşana kadar koruyabilmesi, diğer yöntemlere kıyasla uygulamasının daha kolay olması ve ekonomik olarak avantajlı olmasıdır. Klorun dezenfeksiyon etkisi, sudaki aktif klor miktarına, pH’a, klorun mikroplarla temas süresine ve su sıcaklığına bağlıdır. Bu parametrelerin hepsi beraber değerlendirilmelidir. Bu bağlamda bölgedeki dezenfeksiyon etkinliğinin kontrolü için su mahalinde düzenli olarak her gün uygulanacak olan serbest klor ölçümlerinin pH değeri ile birlikte alınması önemlidir. İçme ve kullanma sularında bulunabilecek klor değerleri yasalarla belirlenmiştir. İzin verilen klor seviyeleri ilişkili yönetmelikten kontrol edilmelidir. Olağanüstü hallerde kontrol edilmesi gereken klor seviyesi değişkenlik gösterebilir, yönetmelikten kontrolü yapılmalıdır.
Temini kolay ve kullanımı en yaygın olan yöntemlerin başında içme ve kullanma suyu dezenfeksiyonu için kalsiyum hipoklorit ve sodyum hipoklorit gelir. Ürünlerin ışık geçirmeyen, ağzı sıkıca kapalı kaplarda, kuru ve serin depolama koşullarında saklanması gerekir. Sodyum hipoklorit sıvı formda bulunurken (%5-15 klor içeriği), kalsiyum hipokloritin granül, toz ve tablet formları vardır (% 65-70 klor içeriği). Ürün belli bir süre boyunca suyla temas etmelidir. Uygulama, yetkili bir kişi tarafından kişisel koruyucu ile birlikte yapılmalıdır. Toz klorların siyanür içerip içermediğine dikkat edilmesi çok önemlidir, siyanür içerikli toz klor içme kullanma suyu dezenfeksiyonu için kullanılmamalıdır.
Su kaynaklarının acil durum planlamasının hazır olması afet halinde insanların içme ve kullanma suyu ihtiyacını uygun kalitedeki suyla giderebilmesi için hayati önem taşımaktadır. Olası bir afet halinde insanların dezenfeksiyon uygulamaları, testleri, ürün depolama şartları gibi konular hakkında önceden bilgi sahibi olması karşılaştıklarında sürecin kontrolü açısından kolaylık sağlayacaktır.